Ticari ve İşletme Kredilerde İş Yerine İcra Gelir mi?
Son 10 yılda faiz oranları çok düşük seviyelere düşerken, hükümetimizde kredi kullanan tüketici sayısı arttı. Tüketicilerin yanı sıra ticari sektörün kredi kullanımı da artmıştır.
Hem KOBİ’ler hem de büyük şirketler, işlerini geliştirmek veya daha fazla yatırım yapmak için kredi çekiyor. Tabii ki şirketimizdeki hesap her zaman pazara uymuyor. Bazen çekilen kredinin borcu kötüleşir. Bu nedenle, uyarılar, infazlar, hacizler ve satışlar sırayla gelir. Sonuç olarak, bir şirket için çekilen kredilerin sayısı daha yüksektir.
Ödeme yüksek olacağından, hesaplarda çok küçük bir sürpriz bile buna yol açabilir. Bugünün makalesinde, kredi sağlayan ticari şirketler konusunu ve yönetici gelirinin ticari kredi işi yerine yönetici gelirinin olup olmadığını ele almaya çalışacağız.
İşletme kredileri; Bireyler veya tüzel kişiler tarafından ticari amaçlarla kullanılması amaçlanan kredi türleridir. Bu krediler ile bankalar normal kredilerden daha yüksek faiz oranlarında kredi verebilmektedir. Bu amaçla bazen ipotek yoluyla başka değerler de talep edilebilir. Borçların ödenmemesi durumunda, prosedürler olağan İcra ve İflas Kanununa göre başlayacaktır. Bu konudaki en kafa karıştıran sorunlardan biri, ticari bir kredi işinden çok yönetici geliri olup olmadığıdır. Aslında buradaki can alıcı soru krediyi kimin aldığıdır.
iş Yerine İcra Gelir mi?
Borçlu, krediyi çeken kişidir. Borç ödenmemişse, alacaklı veya kurum, kolluk kuvvetleri ile iletişime geçerek taleplerini almadıklarını bildirerek takip sürecini başlatır. Kolluk kuvvetine borçluya bir ödeme emri göndererek mülkün beyan edilmesi için zaman vardır. Öngörülen süre içinde ödeme yapılmazsa, alacaklıya veya kurumun borcunu önce el koyup sonra da borçlunun malını satarak öder. Bu arada, bu para aynı zamanda vekalet ücretleri, faiz ücretleri ve diğer kamu ödemeleri yapmak için de kullanılır. Peki bu süreçte; Tabii ki, kredi tüzel kişi adına alınırsa, toplum borcun muhatabı, tüzel kişi ve ortaklarıdır. Bu durumda şirket ve ortakları, şirketteki paylarına göre borçlara tabidir. Böylelikle krediyi çeken şirket ve ortaklarının malvarlığı ile ilgili değerler icra edilebilir.
Ters pozisyondan bahsettiğimizde; Bir kişinin borçlarını ödeyememesi nedeniyle ortak olduğu şirkete gelip gelemeyeceğini incelediğimizde borcunu ödemeyen kişinin katılım oranına bakarsak icra işlemleri yapılabilir diyebiliriz.
Yine bu hacizler yapılırken; Şirketin işini sona erdirmek için el koyma işlemlerine girmeme, çok önemli araç ve gereçlere el koymama vb. Sorunlar da dikkate alınmalıdır.
Sonuç olarak; Ticari kredilerde hacizler işyerine gelebilir, haciz edilen varlıklar satılır ve nakde çevrilir ve alacaklının alacakları ve diğer masraflar ödenir.
