EYT’liler dikkat! EYT yasasında son durum ne? – Son dakika haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetinin konuyla ilgili olumsuz açıklamalarına rağmen emeklilik yaş sınırını aşan yüzbinlerce vatandaş beklemeye devam ediyor. Prim ve çalışma günü şartlarını tamamlayan ve kısaca EYT olarak anılan “Emekli Yaşamak” vatandaşları, EYT yasasına çok dikkat edecekler.
Kurmuş oldukları platform ve dernekler ile hem sosyal medyada hem de dijital ortamda seslerini duyurmaya çalışan EYT üyeleri, çalışma hayatına başladıkları dönemde yürürlükte olan Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre emekli olmak istiyor. Ancak hükümetin yaklaşımı gereği herkesi memnun edecek bir çözüm şimdilik çok uzak görünüyor. Milli Gazete Yazar ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Mustafa İşcan, EYT üyeleri için son durumu değerlendirdi.
EYT sorunu ilk kez 8 Eylül 1999’da DSP Başbakanı, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti Bülent Ecevit’in imzaladığı 4447 sayılı yasa ile gündeme geldi.
Kanundan önce erkekler 25 yıl sigortalı, 20 yıl sigortalı ve 5 bin prim günü olsaydı emekli olabilirdi. Ancak DSP, ANAP ve MHP’nin imzaladığı yasa ile emeklilik yaşı kadınlar için 58’e, erkekler için 60’a, emeklilik için gereken prim gün sayısı 7 bin güne çıkarıldı. Bir anlamda 17 Ağustos 1999 depremi ile ülke kan ağlarken, IMF’nin emriyle emeklileri TÜFE’ye bağladılar.
EYT YASASI ÇIKARSA KİMLER EMEKLİ OLACAK?
Emeklilikte Yaşa Takılan vatandaşların sorunu, kendilerine işe giriş tarihinde vaat edilen emeklilik sisteminin 1999 yılı itibariyle değişmiş olması.
Emeklilik hakkı için gerekli olan prim gün sayısını tamamlayan EYT’li vatandaşlar, yaş şartının eski sisteme göre düzenlenmesini talep ediyor.
Yasanın çıkması halinde 8 Eylül 1999’dan önce işe giriş yapan vatandaşlar emekli olabilecek.
EYT’LİLER NE İSTİYOR?
Emeklilikte yaşa takılanların AK Parti hükümetinden iki talebi var.
Bunlardan ilki 1999’da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesi.
Yani 1999’dan önce çalışmaya başlayanlar prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olmak istiyor.
EYT’liler bu haklı taleplerine dayanak olarak da hukuk kurallarında geçerli olan “Kanunların ilgili kişilerin aleyhinde geriye dönük yürütülemeyeceği” ilkesini gösteriyor.
